Toplumsal olaylarda sosyal medyanın farkındalık yaratmada etkisini değerlendiren Dr.
Toplumsal olaylarda sosyal medyanın farkındalık yaratmada etkisini değerlendiren Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, “Meseleye genel olarak baktığımızda, sosyal medyanın yer yer kaldıraç işlevi üstlendiğini söyleyebiliriz.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, toplumsal olaylarda sosyal medyanın farkındalık yaratmada etkisini değerlendirdi.
Sosyal medyanın farkındalık yaratmadaki avantajları…
Sosyal medyanın farkındalık yaratmadaki avantajlarına işaret eden Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, “Sosyal medya açısından en önemli avantajların, farkındalık yaratılmaya çalışılan konuları, ana akım haber medyasının ve siyasi kurumların gündemine almasını sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. Çoğu zaman ana akım haber medyasında görünür olmayan konular, sosyal medya platformlarında gündeme geldikten sonra, artık göz ardı edilmesi imkânsız hale geliyor. Sosyal medyada birbirinden bağımsız ve izole durumdaki tekil kullanıcıların toplum üzerinde etki yaratamayacağı öngörülebilir. Ancak meseleye genel olarak baktığımızda, sosyal medyanın yer yer kaldıraç işlevi üstlendiğini söyleyebiliriz. Ayrıca dijital iletişim teknolojileri her ne kadar mevcut güç odaklarından bağımsız olarak ele alınamasa da geçmiş deneyimlerden biliyoruz ki, çeşitli engellemeleri aşmak için yeni yöntemler ve fırsatlar yaratabilir.” dedi.
Hangi sosyal medya platformları farkındalık yaratmada daha etkili?
Her bir sosyal medya platformunun kendi algoritmaları, farklı kullanıcı kitleleri ve buna uygun olarak şekillenen kullanım pratikleri olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, “Bunlar doğrultusunda platformlar, içerikleri etkin şekilde dağıtıyor ve mevcut kitleleri elinde tutuyor. Haber ve gündemle ilgili, akla ilk olarak Twitter (X) geliyor. Genelde burada ülke ve dünya gündemini takip eden angaje bir kitle ile bu aktif kitle için içerik üreten profesyonel ve amatör içerik üreticileri yer alıyor. Bu yüzden mesajın etkin yayılımı için öncelikle Twitter düşünülüyor. Bununla beraber, Instagram ve TikTok’ta da azımsanmayacak kadar büyük ve aktif kullanıcı kitleleri var. Bu kitleler, Twitter’a kıyasla gündem ve haber konularından daha uzak, çoğunlukla burada lifestyle içerikler dolaşımda.” diye konuştu.
Instagram gibi bu platformlar video ve fotoğrafla etki yaratıyor
Son yıllarda yapılan akademik ve sektörel araştırmaların; ilgili platformlardaki kitlelerin, mecranın temel dinamiklerinden farklı türde faaliyetlerde de bulunduğunu gösterdiğini ifade eden Dr. Ceren Saran, “Örneğin Instagram’ın haber takibi ve toplumsal konular hakkında farkındalık oluşturma amacıyla kullanılması söz konusu. Buradan ilgili içerikleri takip eden ve bunları yaygınlaştıran kullanıcıların oranının arttığını da görebiliyoruz. Yani buralardaki kitleler de toplumsal meselelerle ilgileniyor; ancak elbette bu eylemler, mecranın yapısal özelliklerinden dolayı Twitter’dan farklı biçimlerde gerçekleşiyor. Instagram gibi bu platformlar; içeriklerinin video ve fotoğrafa dayalı olması, görsel estetik ve multimedya özellikleri, gönderinin etkileyiciliği arttırarak kullanıcıyı daha çok içine çekme ve daha büyük etki yaratma potansiyeli taşıyor.” şeklinde konuştu.
Her sosyal medya platformunun kendine has kitlesi var
Her sosyal medya platformunun kendine has kitlesi, kültürü, dili, kullanım pratikleri olduğu gibi, yarattığı etkilerin de farklılaştığına işaret eden Dr. Saran, “Özetle kullanıcıların toplumsal konularda farkındalık yaratabilmesi açısından göz önünde bulundurması gerekenler; tüm sosyal medya platformlarında yer almak, o platformların kullanım pratikleri ve algoritmalarıyla uyumlu olacak içerikler hazırlamak, haber ve gündemden uzak olan kitlelere ulaşmak için de baktıkları yerde olmak şeklinde ifade edilebilir.” dedi.
Farkındalık yaratma açısından ne kadar önemli?
Tüm platformların algoritmalarının birbirinden farklı dinamiklerle işlediğini, ancak günümüzde en önemli etkenlerin başında ilgililik ve bağıntılılık geldiğini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, şöyle devam etti:
“Yani bireylerin diğer kullanıcılarla girdikleri etkileşim başta olmak üzere, bizlerin dijital medya kullanımı üzerinden toplanan verilerin analizi ile elde edilen tüm çıktılar, bu mecralarda dolaşımda olan içeriklerin kaderini belirliyor. Kullanıcıların o içerikle ilgilenme potansiyeli, bunlara göre şekilleniyor: etkileşime girilen içeriği paylaşan kişi ile ilişki, içerik türü, paylaşım zamanı, kullanılan cihaz, konum, etkileşim ve beğenme sıklığı gibi. Ayrıca bütün bunların yanında gerçek yaşamdaki sosyal ilişkiler de bu platformlarda etkili oluyor. Gönderinin kaynağı ve kim tarafından paylaşıldığı, kullanıcıların dikkatini o içeriğe vermesini sağlayabilir. Bir kullanıcı gerçekte tanıdığı, güvenilir bulduğu ve halihazırda bir ilişki içinde olduğu kişilerin, sosyal medya platformlarında paylaştığı gönderilere daha çok ilgi gösterebilir. Kullanıcı, normalde algoritmik seçimle karşılaşacağı rastgele içerikleri okumadan veya izlemeden geçmek yerine, kaynağına göre bu gönderilere zaman ayırabilir ve onları fark edebilir. Zaten influencer’lık sistemi de bu nedenle bu kadar etkin şekilde işliyor.”
Dikkat edilmesi gereken etik konular neler?
Dikkat edilmesi gereken konuların başında, kullanılan bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesinin geldiğini söyleyen Dr. Saran, “Otuz yılı aşkın süredir iletişim çalışmalarının gündemini meşgul eden dezenformasyon ve mezenformasyon (yanlış bilgi) kavramları, dijital platformların yaygın kullanımı ve algoritmaların içeriği yayma potansiyelinin giderek güçlenmesiyle daha da önemli konular haline geldi. Öncelikle enformasyon kaynağının doğruluğu ile yaratacağı toplumsal ve insani sonuçlarının gözetilmesi gerekiyor. Bununla beraber bir diğer önemli konu, hazırlanan içeriğin söylemi ve tonuna dikkat edilmesi. Gönderilerde ötekileştirici, ayrımcı, kışkırtıcı dil kullanılmaması, nefret söylemine asla yer verilmemesi gerekir.” dedi.
Ajitasyon dilinin kullanılmaması önemli
Görsel kullanımında etik ihlallere düşülmemesi ile kullanılan müziklere dikkat edilmesi gerektiğini de ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, “Bir konuda farkındalık oluşturmaya çalışırken ajitasyon dilinin kullanılmaması, mağdur edilenin bir daha mağdur edilmemesi önemli. Özellikle insani ve duygusal etkisi yüksek olan toplumsal olaylara ilişkin içeriklerde çocuk fotoğraflarının kullanımı, problematik düzeyde. Bu gibi gönderilerde zaten yeterince acı olan gerçeklik, kullanılan fotoğraflar ve müziklerle deforme edilerek sansasyonel, ajitatif hale getiriliyor. Etkileşim ve takipçi arttırmak için, çokça ilgi gösterilen ve algoritmalarla öne çıkarılan video içeriklerinde bu tarz benimseniyor.” şeklinde konuştu.
“Sosyal Medya Kullanıcıları ve Gazeteciler İçin Deprem Haberciliği Rehberi”
Bu arada 6 Şubat 2023 depreminin ardından Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından “Sosyal Medya Kullanıcıları ve Gazeteciler İçin Deprem Haberciliği Rehberi” hazırlanarak dikkat edilecek 30 madde belirlendiğine işaret eden Dr. Öğretim Üyesi Ceren Saran, bu gibi akademik ve mesleki konularda yetkin kişi ve kurumlarca hazırlanan rehberlerin, benimsenmesi gereken etik ilkeler açısından faydalı olabileceğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı