Sosyal medyada anonimliğin grup davranışıyla birleşince, bireylerin içsel sınırlarının ortadan kalkabildiğini ve kişilerin normlardan bir özgürleşme yaşayabildiğini dile getiren İletişim uzmanı Doç.
Sosyal medyada anonimliğin grup davranışıyla birleşince, bireylerin içsel sınırlarının ortadan kalkabildiğini ve kişilerin normlardan bir özgürleşme yaşayabildiğini dile getiren İletişim uzmanı Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Bu durum, şiddet içeren ve saldırgan davranışlara yol açabiliyor.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim (İngilizce) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, sosyal medyada yaşanan toplumsal linç ve çevrimiçi saldırganlık olgusunu değerlendirdi.
Bireyler bir gruba dâhil olduklarında daha farklı davranabiliyor
Bireylerin bir gruba dâhil olduklarında daha farklı davrandıklarını, bilimsel olarak uzun süredir bilinen ve üzerinde çalışılan bir konu olduğunu dile getiren Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Kişiler bir grubun üyesi olarak hareket ettiklerinde, kimlik belirsizliği yaşayarak içsel kısıtlamalarını gevşetebiliyor, grupla özdeşleşebiliyor ve kendileri için tipik olmayan davranışlarda bulunabiliyorlar. Benzer bir durum, çevrimiçi iletişimde de ortaya çıkabiliyor. Günümüzde insanlar yalnızca fiziksel olarak değil, çevrimiçi olarak da bir araya gelerek gruplar oluşturabiliyor ve birlikte hareket edebiliyorlar. Ayrıca sosyal medya, bireylere kimliklerini açıklamadan, bir başka deyişle anonim kalarak bağlantı kurma olanağı da sunuyor. Bu anonimlik ve grup davranışı birleşince, bireylerin içsel sınırları ortadan kalkabiliyor ve kişiler normlardan bir özgürleşme yaşayabiliyor. Bu durum, şiddet içeren ve saldırgan davranışlara yol açabiliyor.” dedi.
Anonimliğin tehlikeli yüzü!
Bireylerin çevrimiçi ortamda günlük yaşamlarından daha farklı davranışlar sergilemelerinin; anonimlik, grup içerisinde olduğu gibi kimlik belirsizliğinin ortaya çıkması, kişilerin kendilerini nasıl temsil ettikleri ve başkalarının kendilerini nasıl gördüğünü daha az önemsemesi gibi durumlardan kaynaklandığını anlatan Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Tüm bunlar içsel kısıtlamaların daha az devrede olmasına neden oluyor. Çevrimiçi disinhibisyon (dürtüsel davranışlar) etkisi kavramı bu noktada devreye giriyor. Bu etki, insanların çevrimiçi davranışlarında kendilerini daha az kısıtladığını anonimlik, görünmezlik, asenkronluk gibi çeşitli faktörlerle açıklıyor. Bu durum, bireylerin hem normalde kendileri hakkında gizli tutacakları bilgileri daha fazla paylaşmaları, hem de daha fazla kaba ve saldırgan davranışlar göstermesi ile sonuçlanabiliyor.” şeklinde konuştu.
Anonimlik öz denetimin azalmasına neden oluyor
Çevrimiçi anonimliğin bireylerin öz denetimini büyük ölçüde etkilediğine de vurgu yapan Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Çalışmalar, anonimliğin kimlik belirsizliği ilebirlikte şiddet içeren, saldırgan davranışları ve dolayısıyla linç ve siber zorbalığı teşvik ettiğini gösteriyor. Siber zorbalık ile anonimlik arasında önemli bir ilişki olduğunu görüyoruz. Örneğin anonim ve anonim olmayan yorumları karşılaştırılınca, anonim yorumların daha fazla nefret, kabalık ve önyargı içerdiğini gösteren araştırmalar bulunuyor. Kısaca anonimlik; azalan sorumluluk, davranışların sonuçlarını göremiyor olmak, öz denetimin azalması, dolayısıyla içsel kısıtlamaların gevşemesi ile birlikte kimlik belirsizliği oluşmasına sebep oluyor.” diye konuştu.
Çevrimiçi linçin ciddi sonuçları
Çevrimiçi ortamda gerçekleşen linç ve siber zorbalıktaki en önemli noktalardan birinin, kaçmanın çok zor olması olduğunu da kaydeden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, şöyle devam etti:
“Örneğin, saldırgan davranışlardan eve gidip kurtulmak mümkün değildir. Bir önemli faktör de potansiyel izleyicinin genişliğidir. Ayrıca bireyler, çevrimiçi ortamda gerçekleşenlerin sanki gerçek hayatta gerçek bir sonucu olmuyor gibi bir algıya sahip olabiliyorlar ve karşılarındakine verdikleri zararı fark etmeyebiliyor. Zorbalığı yapan kişinin davranışlarının daha az farkında olması, empati veya pişmanlık gibi durumların şansını azaltıyor. Oysaki bu davranışların sonuçları gerçektir ve son derece ciddi olabilir.”
Saldırgan mesajlar gönderenleri sessize alın…
Zorbalık, saldırganlık ve taciz gibi durumlarla başa çıkmak için saldırgan mesajları okumamak ve incelenmesi gerektiği durumlarda başka birinden yardım almanın önemine işaret eden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, toplumsal linçten korunmak için alabilecekleri önlemler hakkında da şunları söyledi:
“Kişisel bilgilerinizin, örneğin adresinizin paylaşılıp paylaşılmadığını kontrol etmek önemlidir. Bunun için sosyal medya araması yapmak gerekebilir. Saldırgan mesajları gönderenleri sessize almak ve engellemek, bildirimleri ve mesaj alımlarını kısıtlamak da yardımcı olabilir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı